SOL SABİT
SAĞ SABİT
İstanbul
27 Nisan, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.45
  • EURO
    34.82
  • ALTIN
    2438.6
  • BIST
    9915.62
  • BTC
    63240.264$

Orams Davası Nedir?

Orams Davası Nedir?
Kıbrıs Orams Davası, Kıbrıs adasının bölünmüş tarihine ve uluslararası hukukun karmaşıklığına ışık tutan bir örnektir. İngiliz vatandaşı Linda ve David Orams çifti ile Kıbrıs Rum kökenli Meletis Apostolides arasındaki bu dava, 1974'te Kıbrıs'ın bölünmesi sonrası KKTC'deki toprak mülkiyeti sorunlarını ele alır. Davanın hukuki ve siyasi karmaşıklığı, KKTC'nin tanınmamış statüsü ve Kıbrıs sorununun siyasi boyutlarına ışık tutar. Avrupa Birliği Adalet Divanı'nda da görüşülen dava, uluslararası hukukun ve siyasi anlaşmazlıkların kesişimini gösterir. Kıbrıs Orams Davası, Kıbrıs adasının bölünmüş tarihine, uluslararası hukukun zorluklarına ve toprak mülkiyeti sorunlarına dair geniş bir anlayış sunar.
HEPİ HABER ÖZET ALTI

Kıbrıs Orams Davası, Kıbrıs adasının bölünmüş tarihine ve uluslararası hukukun karmaşıklığına ışık tutan önemli bir hukuk davasıdır. Bu dava, Kıbrıs sorununun siyasi, tarihi ve hukuki yönlerini anlamak için kritik bir örnek teşkil eder. Kıbrıs Orams Davası'nın arkasındaki temel sorun, Kıbrıs adasının 1974 yılında gerçekleşen Türk müdahalesi sonrasında ikiye bölünmesi ve bu bölünmenin yarattığı toprak mülkiyeti sorunlarıdır.

Davanın Ana Tarafları

Kıbrıs Orams Davası, İngiliz vatandaşı Linda ve David Orams çifti ile Kıbrıs Rum kökenli Meletis Apostolides arasında geçmektedir. Linda ve David Orams çifti, 2002 yılında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) daha önce Apostolides'e ait olduğu iddia edilen bir arazi üzerine ev inşa etmiştir. Apostolides ise bu arazinin kendisine ait olduğunu ileri sürerek İngiliz mahkemelerine başvurmuş ve arazinin iadesini talep etmiştir. Bu çekişme, hem KKTC'nin statüsüne hem de toprak mülkiyeti sorunlarının uluslararası hukuki boyutlarına işaret eder.

Hukuki ve Siyasi Karmaşıklık

Dava, KKTC'nin uluslararası alanda tanınmamış bir devlet olarak statüsünün yarattığı karmaşıklığı vurgular. KKTC, sadece Türkiye tarafından tanınan ve uluslararası alanda izole edilmiş bir varlık olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle KKTC'de gerçekleşen mülkiyet işlemleri, uluslararası hukuk açısından sıkıntılı bir durum arz eder. Dava, toprak mülkiyetinin sadece hukuki boyutunu değil, aynı zamanda Kıbrıs'ın siyasi bölünmesinin yarattığı zorlukları da ele alır.

Avrupa Birliği Adalet Divanı'na Taşınan Dava

Kıbrıs Orams Davası, sadece İngiliz mahkemelerinde değil, aynı zamanda Avrupa Birliği Adalet Divanı'nda da ele alınmıştır. Bu durum, davayı uluslararası hukukun bir parçası haline getirir. Davada temel soru, KKTC'de gerçekleşen mülkiyet işlemlerinin uluslararası hukuki geçerliliğidir. Kıbrıs sorununun bölünmüş yapısı ve taraflar arasındaki anlaşmazlıklar, bu davanın daha geniş bir bağlama yerleştiğini göstermektedir.

Kıbrıs Sorunu ve Gelecek İçin İbretlik Bir Dava

Kıbrıs Orams Davası, sadece toprak mülkiyeti sorunlarını değil, aynı zamanda Kıbrıs sorununun siyasi ve tarihi arkaplanını da yansıtır. Dava, uluslararası hukukun karmaşıklığını ve siyasi anlaşmazlıkların hukuki boyutunu göstermesi bakımından büyük öneme sahiptir. Kıbrıs'ın geleceği ve bölünmüş topraklarının nasıl yönetileceği konusundaki tartışmaları da alevlendiren bu dava, uluslararası ilişkiler ve hukukun kesişimini açıkça göstermektedir.

Sonuç olarak, Kıbrıs Orams Davası, Kıbrıs sorununun karmaşıklığını ve uluslararası hukuktaki zorlukları yansıtan bir hukuk davasıdır. Davanın sonucu, Kıbrıs sorununun çözüm süreci ve Kıbrıs adasındaki toprak mülkiyeti konusundaki daha geniş bir anlayışın bir parçası olarak ele alınmıştır. Bu dava, Kıbrıs'ın bölünmüş tarihine ve uluslararası ilişkilerin dinamiklerine dair derinlemesine bir anlayış sunmaktadır.

 

Dava süreci
Dava süreci, İngiliz Linda-David Orams çiftinin 2002 yılında Lapta'da eski bir Rum arsasını satın alarak üzerine havuzlu bir villa yapmalarıyla başladı.

Bu malı, 1974'ten sonra ailesinden devralan Kıbrıslı Rum Meletis Apostolides, "malını kendisinden izin almadan kullandıkları" gerekçesiyle, 2004'te güney Lefkoşa'da kaza mahkemesinde Orams çiftini dava etti. Rum kaza mahkemesi, Ekim 2004'te Orams çiftinin gıyabında karar verdi. Mahkeme, "arazi üzerine yapılan evin derhal yıkılması, ayrıca Apostolides'e, mala verilen zarar ve kullanım bedeli olarak faiziyle birlikte tazminat ödenmesi" kararını verdi.

Bu kararın bozulması için Orams çifti, Güney Kıbrıs'ta temyize başvurdu. Nisan 2005'te bu talep reddedildi. Çift, Yüksek Mahkemeye başvurdu, ancak oradan da Aralık 2006'da ret kararı çıktı.

Bu arada, daha Güney Kıbrıs'taki mahkeme süreci devam ederken, Rum Apostolides, Ekim 2004'te İngiltere'de mahkemeye başvurdu ve AB üyesi ülkeler arasında "medeni ve ticari" konularda mahkeme kararlarının karşılıklı tanınması ve uygulanmasını öngören 2001 tarihli tüzük uyarınca Güney Kıbrıs'ta alınan kararın İngiltere'de uygulanmasını talep etti.

AB Bakanlar Konseyi tarafından çıkarılan ve iç hukukun üstünde bağlayıcı düzenlemeler içeren bu tüzük uyarınca İngiliz Yüksek Mahkemesi, Güney Kıbrıs'ta alınan mahkeme kararını duruşma yapmadan otomatik olarak kaydetti, yani tanıdı. Bu kez Orams çifti İngiltere'de temyize başvurdu. Temyiz başvurusunun sonucu 2006'da açıklandı ve Orams çifti haklı bulundu.

Rum Apostolides de Eylül 2006'da temyize gitti. İngiliz İstinaf Mahkemesi, davanın AB hukukunu ilgilendirmesinden dolayı nihai kararını vermeden önce, ilgili AB müktesebatının nasıl yorumlanacağı konusunda ATAD'dan görüş istemeye karar verdi.

ATAD ise 28 Nisan 2009'da, Rum mahkemesinin 2004 yılında Apostolides lehine aldığı kararın tüm AB ülkeleri tarafından dikkate alınması yönünde tavsiye kararı verdi. ATAD'ın bu tavsiye kararına ilişkin nihai kararı ise bugün alınan kararla İngiltere İstinaf Mahkemesi vermiş oldu.

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Facebook Yorum

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.